Ne kadar doğru, ne kadar yanlış?

Etrafımızdaki her şey anlamlandırabildiğimiz kadarıyla bizim için bir bilgi üreteci halindedir ve hayatımız boyunca sürekli olarak bir bilgi bombardımanı ile karşı karşıyayız. Gelen bu bilgiler duyu organlarımız ile beynimize aktarılır. Eğer duyu organlarımızda bir bozukluk varsa gelen bilginin kalitesi düşük olabilir veya bilgiyi yanlış anlamlandırabiliriz. Örneğin işitme probleminiz varsa sesleri iyi duyamıyor olabilirsiniz ya da kulağınız çınladığında dışarıdan ses geldiğini zannedersiniz ancak bu kulağınızdaki bir problemden kaynaklanmaktadır.
Bilgi beynimize doğru olarak iletilse dahi bazı sebeplerden yanlış sonuçlara varabiliriz. Bunun nedeni dış dünyayı olduğu gibi değil duyu organlarımızdan gelebilen bilgi kadarıyla tanıyabilmemiz ve daha önce edindiğimiz bilgi ve tecrübelerimize göre anlamlandırmamızdır. Örneğin hayvanlarla ilgili çocukluğunuzda yaşadığınız kötü anılar nedeniyle bir kedi gördüğünüzde rahatsız olabilirsiniz.
Gelelim asıl konuya; televizyon, gazete, sosyal medya veya çevrenizden, arkadaşlarınızdan duyduklarınızın ne kadarı gerçek ne kadarı yalan? Daha eski yıllarda bunu hiç düşünmemiştim, fakat genel olarak insanların doğru söylediğini düşünmekteydim. Öyle ya neden yalan söylesinler. Fakat öyle değilmiş kazın ayağı. Bana göre gelen bilginin %30-%40 kadarı doğru geri kalan ise varsayımlar, yanlışlar ve yalanlardır.
İyi de neden bu kadar yalan yanlış bilgi var? Bunun pek çok nedeni var;
  • Bilmediği konularda biliyormuş gibi görünmek istediği için konuşan insanların uydurma bilgiler yayması.
  • Bilgiyi yayan insanın da bilgiyi doğru zannetmesi.
  • Kendi çıkarları doğrultusunda etrafındakileri kullanmaya çalışan insanların bilinçli olarak yanlış bilgi vermesi
  • İlgi çekmek isteyen insanların veya medya mecralarının kasıtlı yanlış bilgi üretmesi
  • Bilgi verenin eksik veya çarpıtılmış bilgi vermesi
  • Bilgiyi sizin doğru algılayamıyor olmanız
Sonuç olarak; çevrenizdeki insanların, okuduğunuz gazetenin, izlediğiniz haberlerin ve hatta bu blogdaki bilgilerin doğru olduğunu düşünmeniz sizin için büyük bir hatadır. Çünkü burada yazdıklarım bugün sahip olduğum bilgiler ve anlık olarak aklıma gelenlerden ibarettir. Belki yarın düşündüğümde çok daha farklı bir bakış açısıyla konuları ele alabilir ve farklı sonuçlara varabilirim. O yüzden önce bilgi kapasitenizi artırın, yeni kelimeler öğrenin. Bir kelimenin ne anlama geldiğini düşünün. Bir çekyat ne zaman bir koltuk, ne zaman bir yatak olur. Bir koltuğu tahtadan ayıran nedir? Mevcut bildiklerinizi elden geçirin, "ya yanlışsa" şeklinde bir bakın ve doğruluklarından emin olun. Farklı düşüncelerdeki kitapları okuyun, bakış açınızı genişletin.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Her Şey Seninle Başlar - Özet

Ayaz Baba

Mutluluğun 7 İlkesi